![]()
![]()
![]()
![]()
Pazar günü benim için unutulmayacak bir gün oldu pek çok sebebiyle…
Hızla önümden geçen bu canavara tetik düşürdüğüm an farkına vardım orkinos olduğunun, ilk anda gördüğüm tek şey koca bir gözdü önümden geçen, sonrası hepinizce bilinen sahneler, hızla biten ipin zıpkının zangırdatması ve hemen sonra , ip bu kadar kısamıydı düşüncesi…
Sonrası uzunca, gerçekten uzunca bir süre 500 metre çapında bir bölgede bir sağa bir sola bir aşağı bir yukarı mücadele. Yaklaşık 6 saat kadar… Bunlar benim yaşadıklarım.
Evde ise ahali her zamanki rutinimden farklı günü anlamaya çalışmakta. Malum yaşadığım olaydan bi haber her geçen saat artan endişeyle beklemekteler… Bi ara yakınımdan geçen teknedeki bir arkadaştan usturmaçalarımdan birini sökmesini istediğim anda çalan telefonumu açarak durumu açıklamaya çalışması işleri daha da karıştırıyor sanırım. Bu kim? Neden o açtı? Tahire kötü bir şey oldu saklıyorlar mı? Gibi sorular… Neyse ki verdiği lokasyon bilgisi iki arkadaşımın beni bulmasını kolaylaştırıyor…
Gelen arkadaşlara iyi olduğumu balığı vs anlatarak ve birkaç usturmaça daha bağlayarak ava tekneden devam ediyoruz. Bu sırada hava kararıyor… fenerle şamandıra niyetine balığın peşine taktığımız usturmaçaları takip ederken… ışığı görüp gece dalışından şüphelenen birileri bizi ihbar ediyor (asılsız). Gelen sahil güvenlik astsubayı gece dalışı yapmadığımıza ikna oluyor fakat hiçbirimizin o ana kadar farkında olmadığı bir ayrıntıyı yakalıyor. ‘’Balık mavi yüzgeçliyse yasal işlem yapacağım. 15 ekimde yasak başladı. Kaç dakikaya alırsınız balığı ’’diyor. Bense kendimden emin sarı yüzgeç bu evet sarı olmalı, suda yüzgeçleri sapsarı sırtı masmavi çok yakışıklı görünüyordu. (nedense kıvanç tatlıtuğ aklıma geldi şimdİ o anı düşünürken).
Zaman geçiyor, geçiyor. Tüm tükenmişliğimle ben, odaklanmaya çalışırken. Yine bizim astsubay ‘’yarım saat dediniz 3 saat oldu daha çok mu’’ diyor. Bir iki dalış yapıyorum bu süre içinde ama balık hala canlı kendine yaklaştırmıyor. Saat geçtikçe yanımda olan arkadaşında feri kaçıyor. Soğuk ve açlıktan bitapız. Balıkta bitap düşmüş olmalı artık ne şamandıra batırıyor nede bir tarafa çekiyor. Arkadaşa diyorum bir daha bakayım bu sefer çatladı sanırım. Suya iniyorum beklide son inişim artık uğraşacak enerjim yok. Bakıyorum ip apikoda biraz dalınca fenerin ışığı balığı aydınlatıyor. Sudaki hali ceset gibi kımıldamıyor. O renklerden eser kalmamış soluklaşmış. (o an rahmetli yaman Korayın Büyük orfozu vurduğunda hissettiğini hissediyorum). Balığı kucaklayıp çıkmak istiyorum ama kucaklamak ne mümkün, kuyruğundan asılarak satıha çıkıyorum. Deyim yerindeyse gara zorla…Teknedeki arkadaştan bir ip alıp balığa galasamadan takıyorum. Balığı bağladıktan sonra şişi kakıç yardımıyla çıkarıp, öfleye tıslaya tekneye alıyoruz. Saat 23 suları bu arada…
Astsubay arkadaş takip etmemizi istiyor. Limana giriyoruz balığın fotolarını çekiliyor. Mavi yüzgeç olduğu ilgili mercilerden tescilleniyor. Ceza tutanakları hazırlanıp elime tutuşturuluyor. Balık benimde yardımımla bota alınıyor. En can sıkıcı kısmı burasıydı benim için, o kadar emek, uğraş, endişe, üzüntü, ağrı sızı , perte çıkan takım taklavat….
Neyseki sonradan çocuk esirgeme kurumuna verildiğini öğrendim balığın, helali hoş olsun…. Çocuklar mutlu olsun…
Benim için unutulmaz bir tecrübe oldu bu, tek başıma olupta tekrar karşılaşsam bir orkinosla, bak poz veriyorum. Burama sık orama sık dese dahi sıkmam. Balık tam tabirle kaçak kurbanlık gibi, bir ara vurduktan 5 saat sonra aklıma balık beni yormaya çalışıyor düşüncesi bile geldi. Bence ekip olarak dalmıyorsanız böyle bir balığa sıkmayın ya kendinize yada balığa yazık edersiniz. Ben mücadeleci olduğunu biliyordum. Ama bu kadar olacağını tahmin etmemiştim. Balık beni telef etti desem yeridir. Bu arada benim 95 lik cressi hayatının avını yaptı. Artık duvara asarım onu… sağlıcakla dalın…
Paylaş